Çıplak Ayaklar

40’lı yaşlarda, iyi eğitimli, varlıklı, evli ve 4 çocuk babası, iyi standartlarda bir yaşantısı olan, çevresinde sayılan sevilen, güç ve nüfuz sahibi bir işadamı…. birçok kişinin sahip olmak istediği bir yaşantıya sahip… sadece ailesine değil, çevresinde bulunan çoğu kişiye maddi ve manevi yardım eli uzatan, yoğun iş hayatından fırsat buldukça fakiri, garibanı kimliğini açık etmeden koruyup kollayan, maddi destekte bulunan biri… hobilerine, dostlarına, okumaya, gezmeye vs zaman ayırabiliyor, hayatını plaza duvarlarına mahkum etmeyenlerden….

Ancak yaklaşık bir yıldır hüzün, üzüntü, karamsarlık, stres, yaşamı ve varoluşu fazlası ile sorgulama, yaşamdan keyif almama, uykusuzluk, isteksizlik gibi şikayetler ile psikolojik yardım arayışında ve gittiği birkaç psikiyatri kliniğinde genel tanı “depresyon”… “değilim diyordu, ben depresyonda değilim, ben herkesin ayağını giydirdim de bir kendi ayaklarımı giydiremedim… çocukluğumdaki çıplak ayaklar ımı giydiremediğimden, şimdi nerde çıplak ayaklı bir çocuk görsem giydirme çabasındayım.. Bunca varlık sahibi oldum ama halen üşüyor çıplak ayaklar ım…bana ayaklarımı nasıl ısıtacağımı öğretin…depresyonu değil…” geçmişin kapanmayan, ince ince sızlayan yaraları varlığını hep sürdürüyor…