anne-baba-kaybiİnsan, yapısı itibariyle sosyal bir varlıktır. Doğduğu andan itibaren istisnalar dışında bir ailenin parçasıdır. Öyle ki bu aile, çocuğu 9 ay gibi bir süre sabırla ve heyecanla bekleyip, onun yaşamı için gerekli hazırlıkları yapar ve hayatının her döneminde gerekli çabaları göstermeye devam eder. Kişiliğin ilk temellerinin atıldığı çocukluk döneminin ardından, kimlik kazanımının gerçekleştiği, zaman zaman da kriz ve bunalımların yaşandığı ergenlik dönemi gelir.

Ergenlik dönemi hem bedensel hem de duygusal değişimlerin hızlı yaşandığı bir dönemdir. Çocuğun bedeni kızlarda ortalama 10-12, erkeklerde 12-14 yaşlarına gelindiğinde değişmeye başlar. Hızlı boy ve kilo artışı, buna paralel olarak da cinsellikle ilgili gelişmeler yaşanır. Bedeninde başlayan bu değişim ve gelişimle beraber ergenin duygusal dünyasında da farklılaşmalar ve çatışmalar baş gösterir. Genç, çok mutluyken bir anda huzursuz ve öfkeli bir hal alabilmekte, duyguları zıt kutuplarda gidip gelmektedir.

Bu dönem anne-babaya, okula kısacası otoriteye karşı olunan bir dönemdir. Çocuğun gözündeki sarsılmaz anne baba bilinci ve her şeyi onların bildiği düşüncesi ergenlikle beraber değişmeye başlar. Ergen her ne kadar ailesine karşı gibi görünse de kişilik gelişiminde ailesinin önemi büyüktür. Genç, hem bağımsız olmak istemekte hem de ailesinin onun arkasında ve destekçisi olduğunu bilmeye ihtiyaç duymaktadır.

Bu kadar yoğun değişimlerin yaşandığı, yetişkinler dünyasına adım adım yaklaşıldığı böyle bir dönemde aile içinde bir ebeveyn kaybı yaşanmasının ne gibi etkileri olur?

Ailede; ebeveyn kaybı yaşandığında bu kayba karşı gösterilen tepkiler yaşa bağlı olarak değişiklik gösterir. Öncelikle bu yaşanan durum ailenin tüm üyeleri için bir travmadır. Travma en bilinen tanımıyla kişinin aniden karşılaştığı, yaşamının bir kısmını veya tümünü fiziksel ve ruhsal olarak etkileyen olaylardır. Travmaya karşı herkes stres tepkileri verir. Anne veya babasını kaybeden bir gencin öncelikle yaşayacağı duygu şok, çok yoğun üzüntü ve öfke olacaktır. Buna ilaveten aile bütünlüğü bozulmuş olduğu için genç, korku ve panik duyguları yaşarken gelecekteki yaşantılarının nasıl olacağına ilişkin endişe duyabilir. Çünkü eğer kayıp baba ise genellikle ailenin geçiminden birinci derecede baba sorumlu olduğu için genç maddi sıkıntılar yaşanacağından, mevcut şartların korunamayacağından endişe duyabilir. Güvenlik duygusunda zedelenme olmuştur. Dolayısıyla genç böyle bir durumda geleceğe yönelik planlarını değiştirebilir ve kendini yeni sorumluluklar almaya hazırlayabilir.

Ayrıca gençler yas döneminde fiziksel olarak da bazı tepkiler gösterirler. Mide bulantısı, baş dönmesi, baş ağrısı, çarpıntı, yorgunluk, uykusuzluk ve yemek alışkanlıklarında bozulmalar görülebilir. Bu, gencin yaşadığı yoğun strese vücudunun verdiği tepkidir.

Bu kayıpla beraber gencin toplumsal hayatında da değişiklikler olur. Ders başarısızlığı, sınav kaygısı, öğretmen-öğrenci ilişkilerinde bozulmalar yaşanabilir. Ergen arkadaşlarından uzaklaşabilir ve onlarla beraber olmak istemeyebilir. Toplum içinde huzursuz, öfkeli ve asi sayılabilecek davranışlar gösterebilir.

Peki bütün bu tepkiler karşısında gence nasıl yardımcı olunabilir? Ailenin, arkadaşların ve okulun bu noktadaki rolü neler olmalıdır?

Öncelikle ebeveyn kaybı karşısında gencin ilk anda yaşadığı durum ve gösterdiği tepkilerin normal olduğu bilinmelidir. Her insan birbirinin aynısı olmadığı için gösterilen tepkilerin zamanı, şiddeti veya sürekliliği ailenin her üyesine göre farklılık gösterebilir. Dolayısıyla bu yas sürecinin yaşanmasına izin verilmelidir. Ancak yaşamın devamı için ergenin yeme-içme, uyku gibi fiziksel ihtiyaçlarının karşılanması önemlidir.

Gence ailenin ve arkadaşlarının duygusal destek vermesi, gencin duygularının sabırla dinlenip paylaşılması gereklidir. Ayrıca gencin okula dönmesinin sağlanması, arkadaşlarının ve öğretmenlerinin bilgilendirilmesi travmayı atlatabilmesi için yerinde olur. Mümkünse daha önce bu tür deneyim yaşamış bir arkadaşıyla veya bir yakını ile konuşmasının sağlanması da ergene yardımcı olacaktır. Çünkü genç, kimsenin kendisini anlamadığını düşünme eğilimindedir. Böylece daha önce kendisi gibi bu acıyı yaşamış ve normal yaşama dönmüş kişilerin varlığını bilmek gence iyi gelecektir. Ayrıca gencin ve ailenin geriye kalan diğer üyelerinin profesyonel yardım almaları sağlanmalıdır.

Yas süreci tüm aile üyeleri için zorlu geçecek bir süreçtir. Ancak doğası gereği yaşam normale döne cektir.