PEDAGOJİ UZMANLARINCA, okul öncesi dönemde görülen izinsiz eşya alma bir uyum ve davranış bozukluğu olarak kabûl edilmez. Zira 3-6 yaşları arasında çocuklar, ‘ben merkezci’ bir kişiliğe sahip oldukları için, gittikleri evlerde veya kreşte arkadaşlarında gördükleri oyuncak ya da benzeri şeyleri almakta sakınca görmezler. Bu yaşlarda çocuklar kendilerini dünyanın merkezinde görürler. Herkes ve her şey onlara hizmet etmek ve isteklerini karşılamak için vardır. ‘Mülkiyet’ duygusu tam olarak gelişmediği için, çocuklar, başka birine ait eşyayı izinsiz olarak almanın kötü bir davranış olduğunu anlamakta güçlük çekerler. Bu nedenle, ‘çalma’ davranışının bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ele alınabilmesi için çocuğun ilkokul çağına gelmiş olması gerekir.
Çocuklarda bir uyum ve davranış bozukluğu olarak ortaya çıkan ve gerekli müdahaleler yapılmadığı takdirde ilerleyen yaşlarda da görülen bu duruma psikolojide “kleptomani” (çalmaktan haz alma ve heyecan duyma) olarak isimlendirilir. Kleptomaniye kaynak teşkil edecek tutumları şu şekilde sıralayıp özetleyebiliriz:
1. Hatalı anne-baba tutumları
Anne babaların aşırı disiplinli ve katı tutumları, çocukların, kardeşleriyle, komşu, arkadaş ve akraba çocuklarıyla sıklıkla kıyaslandığı aile ortamları çalma davranışına zemin hazırlayabilir. Ailenin ekonomik güçlükler nedeniyle çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını giderememesi, anne-babanın paraya aşırı düşkünlüğü veya cimriliği, parayı çocuğa karşı bir tehdit aracı olarak kullanması gibi hatalı tutumlar da, çalma davranışının ortaya çıkmasına neden olabilir.
2. Değersizlik duygusu ve öz-güven eksikliği
Çocuğun kendini değersiz hissetmesi çalma davranışını destekler. Kendini yetersiz hisseden çocuk, beğendiği eşyaları çalarak, kendini değerli kılmaya çalışır. Yetersizlik duyguları taşıyan çocuğun sürekli kontrol altında tutulması, davranışlarının eleştirilmesi kendisine güvenilmediği duygusunu pekiştirir. Kendisini değersiz hisseden çocukta, öz güven duygusu gittikçe zayıflar, eşya veya para çalarak bu zayıflığı telafi etmeye çalışır. Anne babanın cüzdanından veya cebinden çalınan para, onun dünyasında bir anlamda esirgedikleri sevgiyi ve ilgiyi sembolize etmektedir. Esirgedikleri sevgi ve ilgiye karşılık olarak paralarını almaktadır.
Anne ve babadan çaldığı para ile arkadaşlarına kola ve çikolata ikram eden, borç veren çocuklar, kendisini onların yanında güçlü ve üstün hissederek değersizlik duygusunu yenmeye çalışmaktadır.
3. Kıskançlık ve rekabet duyguları
Kardeşlerini veya örnek gösterilen yaşıtlarını kıskanan bir çocuk yaşadığı rekabet duygusunu bastırabilmek için çalma davranışı gösterebilir. Bu nedenle uyum bozukluğu geliştiren çocuklarda görülen çalma davranışı, kıskandığı veya rekabet ettiği kişiden öç almak anlamına gelmektedir.
4. Sevgi ve ilgi eksikliği
Fiziksel ve ruhsal ihtiyaçların giderilmeyişi çalma davranışına neden olabilmektedir. Yeterince sevilmediğini düşünen, duygusal anlamda yeterince ilgi görmeyen çocuk, başkalarına ait eşyaları çalarak elde edemediği sevgi açığını gidermeye çalışır. Bu sebeple, kimsesiz çocuklarda, sokak çocuklarında ve aileleri tarafından dışlanmış çocuklarda çalma davranışı daha sık görülmektedir.
Çocuklarında çalma davranışı olduğunu gören anne babalar, yanlış yaklaşımlarla işi daha da zorlaştırmamak için, mutlara bir psikologla görüşmeli, onun yardımıyla çalmanın altında yatan sebebi bulmalı, bu sebebi ortadan kaldıracak şekilde tutumlarını değiştirmelidir.
Psikologun tavsiye edeceği yeni tutumlar özetle şunlar olacaktır:
- Yargılayıcı ve suçlayıcı olmamak,
- Aşağılayıcı, küçük düşürücü ve ayıplayıcı dil kullanmamak,
- Çocuğu başkalarının yanında deşifre etmemek,
- Çalma davranışı nedeniyle aşırı heyecan ve telaş göstermemek,
- Çalma davranışını terk ettirmek için şiddete, cezaya ve yasağa baş vurmamak,
- En önemlisi çocuğun ruhsal ihtiyacı olan sevgiyi, ilgiyi ve güveni içten gelerek vermek, onun bu alandaki eksikliğini gidermek. Duygularını, sıkıntılarını ve tepkilerini açıkça ifade etmesine izin vermek. Yapmacık ilgi ve sevgi gösterileri çocuk tarafından fark edilecek ve fazla iyileştirici bir etkisi olmayacaktır.
ÇOCUĞUN HIRSIZLIK YAPMASI NASIL ÖNLENİR?
1. Mülkiyet kavramını geliştirmeliyiz: Çocuğumuza ihtiyaç duyduğu oyuncakları almalıyız. Başka çocukların elinde oyuncak gördüğü zaman kendi oyuncakları aklına gelecek, “benim de oyuncaklarım var,” diye düşünecektir. Onun izni olmadan oyuncaklarını ve eşyalarını başka çocuklara vermemeliyiz. Böylece başkasına ait bir şeyi onun izni olmadan alınamayacağını öğretmiş oluruz.
2. Gerekli maddî ihtiyaçlarını karşılamalıyız: Çocuklarımızı yiyecek, giyecek, oyuncak ve harçlık gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakmamalıyız. Çocuklar sahip oldukları şeyler konusunda kendilerini başka çocuklarla kıyaslamada oldukça ustadır. Sizden bir şey isteyip aldıramadığı zaman; ”Ama Ahmet’in var” der. Bir şeye izin vermediğiniz zaman; “Ama Ahmet’in annesi izin veriyor” der. Arkadaşlarının yanında mahcup olmaması için yeteri kadar harçlık vermeliyiz. Arkadaşı harçlığı ile simit, kola veya çikolata alıp yerken onun bunları alacak parası olmadığı zaman aşağılık ve yetersizlik duygusuna kapılabilir. Harçlığı olmayan bir çocuk, arkadaşlarına karşı mahcup olmamak için evden para çalabilir. Bazen harçlığı ile arkadaşına bir şeyler ısmarlaması veya aldığı bir yiyeceği arkadaşı ile paylaşması için teşvik etmeliyiz. Böylece almanın yanında vermeyi de öğrenmiş olacaktır.
(Ancak burada da ailenin ekonomik durumu ne olursa olsun aşırıya kaçmak çocuğun dünyasında başka sorunların ortaya çıkmasına sebep olur. Ya da en azından aileler kendi çocuklarına harçlık verirken onun fakir ailelerin çocuklarından arkadaşları olabileceğini hesaba katmalıdırlar. Böylece hem kendi çocuklarına hem de başkalarının çocuklarına iyilik etmiş olurlar.)
3. Evde kendisine ait bir odası ve eşyaları olmalıdır: Kendisine ait bir odası, eşyaları ve oyuncakları olan çocuklar mülkiyet kavramını daha kolay öğrenmektedir. Oyuncaklarını toplamasını ve odasını temiz tutmasını öğretmeli, bunu öğreninceye kadar yardım etmeliyiz. Böylece sahip olma ve sahip olduklarını koruma duygusu gelişecektir.
4. Habersiz alma davranışlarına tepki göstermeliyiz: Başkasına ait bir şeyi habersiz ve izinsiz aldığı zaman bunun doğru bir davranış olmadığını, o kişinin veya çocuğun eşyasını veya oyuncağını bulamadığı zaman üzüleceğini, suçlayıcı ve utandırıcı bir dil kullanmadan anlatmamız ve o şeyi sahibine geri verilmesini temin etmemiz gerekir. Çocuğu mahcup etmemek veya karşı tarafa mahcup olmamak için yaptığı davranışı görmezden gelmek doğru değildir.
5. Çocuğa doğru model olmalıyız: Başkalarına ait mülkiyete saygı duyarak çocuğumuza doğru örnek olmalıyız. Kimi anne babalar sohbet ederken insanlarda dürüstlük kalmadığını, çalmadan, hile yapmadan ve yalan söylemeden zengin olunamayacağını söyler bu konuda örnekler verirler. Çocuklar da bu sözlere kulak misafiri olur, zenginlere kızar, mülkiyete saygı duymazlar. Çalma davranışına ait örnekler verirken, övücü ve hak verici sözler kullanmaktan sakınmalıyız.
6. Çocukla konuşmalıyız: İlk çalma olayı ile karşılaştığınızda telaşa kapılmadan yumuşak ve dost bir ses tonuyla yaptığı davranışın normal olmadığına çocuğu inandırmalıyız. Ona güvendiğimizi, bu işi bir daha yapmayacağını bildiğimizi söylemeliyiz. Bu konuşma yine gizli kalmalı ve çocuk deşifre edilmemelidir.
Siz de fikrinizi belirtin